| | Beğendiğiniz Şiirler... | |
| | |
Yazar | Mesaj |
---|
Misafir Misafir
| Konu: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Eyl. 20, 2008 10:37 am | |
| Arkadaşlar beğendiğiniz şiirler varsa paylaşalım... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Eyl. 20, 2008 10:39 am | |
| Ben hemen başlıyorum...
Ay Karanlık Maviye.. Maviye çalar gözlerin.. Yangın mavisine.. Rüzgarda aSi... Körsem; Senden gayrısına yoksam; Bozuksam; Can benim,düş benim.. Ellere nesi?! Hadi gel, Ay karanlık... İtten aç, Yılandan çıplak, Vurgun ve bela... Gelip durmuşsam kapına; Var mı ki doymazlığım? İlle de ille sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık... Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun,hayın,çıyansı... Dört yanım puşt zulası, Dönerim dönerim çıkmaz. En leylim gecede ölesim tutmuş Etme gel, Ay karanlık.....
Ahmed ARİF |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Eyl. 20, 2008 10:40 am | |
| Basit yaşamak
Basit yaşayacaksın Mesela susayınca su içecek kadar basit Dört çıkacak ikiyle ikiyi çarptığında
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın Tek bir düğme, tek bir cümle gibi Sevince lafı dolandırmadan söylediğin ‘seni seviyorum’ gibi
basit bir öpücük yetecek sana basit sıcak bir öpücük ve o öpücükle dolacak tüm günlerin, tüm düşlerin o öpücük için yapacaksın hayatının kavgasını o öpücük için yiyeceksin hayatının dayağını
kabak çekirdeği verecek sana rakamların veremediği mutluluğu
el yazısıyla yazılmış eğri büğrü bir mektup olacak en değerli kağıdın hep yanında taşıdığın atmaya kıyamadığın
iki hareketle giyiniverecek iki hareketle soyunuvereceksin kısacık olacak uyanman ve yola çıkman arasında geçen süre kısacık olacak sıcacık kollara dolanman ve yolculuklara çıkman arasında geçen süre
kendin bile anlayabileceksin yazdıklarını bakışların bile anlatabilecek kendini
beklentilerin de basit olacak Kafdağı’nın önünde bekleyecek mutluluklar bir ıslıkta bulabileceksin en uzun dostluk romanını ya da bir damla gözyaşı yaşatacak sana en ucuz aşk romanını
pankreasının sağlığına dua edeceksin kapatırken gözlerini zafer işareti yapacaksın tuvaletten çıkarken
bir kaşarlı tost olacak aradığın nasıl oturacağını bilemediğin sofrada parmakların olacak en kıymetli çatalın yine aynı parmaklar çözecek en karmaşık denklemleri İskender’in kılıcı duracak avukat rehberinin yanında
bir filarmoni orkestrası veremeyecek sana kontrplak bir gitarda doğru basılmış bir ‘fa diyez’ in mutluluğunu
makyajın ilk ‘a’ sına kadar bilmen yetecek temizlik kokacak en pahalı parfümün
‘bilmiyorum’ diyebileceksin bilmediğinde ve çok normal olacak onu da bilmeyişin tek dereden su getirmen yetecek bir ‘istemiyorum’ diyebilmeye
ne durduğu fark etmeyecek abanın altında saatin sadece saati gösterecek telefonu sadece telefon etmek için kullanacaksın küçük bir not defteri olacak bilgini en hızlı sayan
basit yaşayacaksın basit sanki yaşamın bir gün sonra erecekmiş gibi
basit...
düş hekimi yalçın ergin (düş hekimi-2 kitabından çınar yayınları) |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Eyl. 20, 2008 10:40 am | |
| SENSİZ sensiz de denizi seyredebiliyorum. hem dalgaların dili seninkinden acık. ne kadar hatırlatsan kendini boş. sensiz de seni sevebiliyorum. hep boş konuşurduk hatırlar mısın,bula bula, karşılaştıgımız zamanlarda. sen, sevgiden şımaran çocuk, ben şaşıran budala.
Özdemir Asaf |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Eyl. 20, 2008 10:42 am | |
| BEN SANA MUCBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum
ağaclar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski Istanbul mudur karanlıkta bulutlar parçalanıyor sokak lambaları birden yanıyor kaldırımlarda yağmur kokusu ben sana mecburum sen yoksun
sevmek kimi zaman rezilce korkuludur insan bir akşamüstü ansızın yorulur tutsak ustura ağzında yaşamaktan kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu
Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor eski zamanlardan bir cuma çalıyor durup köşe başında deliksiz dinlesem sana kullanılmamış bir gök getirsem haftalar ellerimde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun
belki Haziran'da mavi benekli çocuksun ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor bir şileb sızıyor ıssız gözlerinden belki Yesilköy'de uçağa biniyorsun bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor belki korsun kırılmışsın telaş içindesin kötü rüzgar saçlarını götürüyor
ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içimsıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin.
Atilla İlhan |
| | | elisabeth Admin
Mesaj Sayısı : 274 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 09/09/08
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Paz Eyl. 21, 2008 2:50 am | |
| Aysel Git Başımdan
Aysel Git Başımdan Aysel git başımdan ben sana göre değilim Ölümüm birden olacak seziyorum. Hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim Aysel git başımdan istemiyorum.
Benim yağmurumda gezinemezsin üşürsün Dağıtır gecelerim sarışınlığını Uykularımı uyusan nasıl korkarsın, hiçbir dakikamı yaşayamazsın. Aysel git başımdan ben sana göre değilim. Benim icin kirletme aydınlığını, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
Islığımı denesen hemen düşürürsün, gözlerim hızlandırır tenhalığını Yanlış şehirlere götürür trenlerim. Ya ölmek ustalığını kazanırsın, ya korku biriktirmek yetisini. Acılarım iyice bol gelir sana, sevincim bir türlü tutmaz sevincini. Aysel git başımdan ben sana göre değilim. Ümitsizliğimi olsun anlasana hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim.
Sevindiğim anda sen üzülürsün. Sonbahar uğultusu duymamışsın ki içinden bir gemi kalkıp gitmemiş, uzak yalnızlık limanlarına. Aykırı bir yolcuyum dünya geniş, Büyük bir kulak çınlıyor içimdeki. Çetrefil yolculuğum kesinleşmiş. Sakın başka bir şey getirme aklına. Aysel git başımdan ben sana göre değilim, ölümüm birden olacak seziyorum, hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim. Aysel git başımdan seni seviyorum...
Attila İlhan | |
| | | elisabeth Admin
Mesaj Sayısı : 274 Yaş : 30 Kayıt tarihi : 09/09/08
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Paz Eyl. 21, 2008 2:51 am | |
| Uyumak İstiyorum İki yıldız arası göğe asılı hamak... Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak. Uyumak istiyorum; başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, herşeyden kesilmiş ilgisizlik; Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik. Usandım boş yere hep gitmelerden, gelmelerden; Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden! Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızıllık; Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık. Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri; Raflarda toza batmış peygamberden bildiri. Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım; Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Perş. Ekim 02, 2008 5:52 pm | |
| Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar. Mademki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Kahrımın nedenini söylesem irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler. Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın. Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak! Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez, Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez. Her darbene tahammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanıma benim. Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! Hercai arılara meyhanedir çiçekler, Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler! Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin, Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin. Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet, Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et! Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan! Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan! Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm! Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm. Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum! Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ... Cemal Safi Seninle başladım, bitsin seninle... Ve gün be gün, ben seni düşünürüm. Sen benim herşeyimsin ey sevgili. Rüzgarlara ezberlettim türkülerimi, Ben hep uzaklara türkü yazarım Sılamsın, sevdamsın, sabır taşımsın Kalemim adından başka ad yazmaz Bu kütükte başka bir ad okunmaz Narına nuruna kurban olduğum Seven sevdiğinden asla yakınmaz Ben sevda bölüğünde kıdemli bir askerim Terhis olsam gidecek bir yerim yok Yüreğimden başka silah taşımam Bütün adresleri iptal ettim Benim senden özge gerçek yarim yok. Sen benim herşeyimsin ey sevgili Ben rol gereği aşık değilim Deme bu garibin benimle işi ne... Aşkım beni teşhir eder, Sesim içime saklanır Aklanırsa adım, seninle aklanır. İstersen durmadan adres değiştir, Gözlerimi bağlasalar da bulurum seni. Ben, türkülerde tanıdım Fizan'ı, Yemen'i Anlasam ki sesim sesine değmiştir, Bütün gemileri yakar gelirim. Bu bir taahhüttür; sına beni.. En deli rüzgarların önüne sür, bulut-bulut, Bir yerde yanlış yaparsam adımı unut. Son kurşunu kendime sıkar gelirim. Bir et kemik torbası değilim ben Bir hasar raporu değil yazdığım Bir aşk mektubudur ey sevgili, Kızıl-kıyametten önce... Ve görmek için bakmaya gerek yok Her dilde güzeldir senin adın Meydanlar sarsılır sen ortaya çıkınca Yeter ki görecek göz, göz olsun. Velhasıl uzun sözlere hiç gerek yok Dil hicâbından lâl olmalı seni anarken Ey benim tabibim, tacidarım Gündönümüdür ben seni bekliyorum
hepsini okumanıza geek yok. renkli olan yerler benim seviğim yerler.. paylaşmak istedim...... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Paz Ekim 05, 2008 1:39 am | |
| ayrılığa sözüm var unutmıcam seni... gözlerinin tuzu yakmaya başlar önce yüzünü yüzün yanar sanırsın oysa yanan yüreğindir ızdırabını çektiğin nedir yaşadığın mı yaşayıpta hayatından atamadığınmı gene yalnızlığa oynuyorsun zarlarını... bu kumarı kaybetmek için oynuyorsun içim acıyor sanki binlerçe bıcak yarası var vucudumda binlerce acı gücümün yetmediği bir acı ne çığlık atacak nede ağlayacak gücüm var ....... susmak ........ bütün acıların çığlık çığlığa haykırırken susmak ........... ellerin soğukmu ...... sesin duyulmaz olur hayatmı hırsız .. kadermi hırsız .. senden çaldığı sadece bir sevgimi gelmişinmi geçmişinmi geleceğinmi .. rüyalarındaki sıcaklıkmı senden çalınan seni bu soğukluktan kurtaracak kibrirtlerin yokmu yokmu herkibrite sakladığın hayallerin soğukluğa teslim ediyorsun herşeyini yaraların uyuşuyor acılar hisedilmiyor dönüp kendine baksan kan revansın şuursuz bir acısızlık hisedebilmek ....... senden çaldığı budur hayatın hisedebilmek...... keşke sengibi unutabilsem herşeyi:( |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Paz Ekim 05, 2008 1:40 am | |
| 608 senin için yalnız bıraktım kendimi. neşterden bozma bir tahter*******li üzerindeyim de kimseyle oynamak istemiyorum sanki kimse yok karşımda buna rağmen yerde karşımdaki oturak, evet yerde! hem boş hem yerde! havada olan benim havada asılı olan! ben varsam bir ağırlığım da olmalıydı halbuki benim yanlış mı?
eksik buluyor musun hiç göremediğin yerlerini? buluyorum ben “nasılsın” diyorlar mesela “iyidir” diyorum “ne olsun,aynı” sonra diyorum ki kendime “ben istenmiyor olmakla ilgiliyim”
bi kaç bir şey var hiç unutmuyorum bi kere karşılaştık ya hatırlıyor musun ne kadar güzeldi eski sevgililer neden arkadaş olamasın tadındaydı gerçi ama güzeldi sen çok güzeldin geceydi,evine kadar yürüdük yoruldun çok hafif kızardı yanakların azıcık alkollüydün özlemiş gibiydin üstelik beni çok konuşmadın bi kaç bir şey anlattın ki önemsemiyordun anlattıklarını ama gözlerin parlıyordu,anlatabiliyor olmayı sevmiş gibiydin “nasılsın” dedin sonra birden gerçekten “nasılsın” diyordun “iyidir” dedim ben “ne olsun,aynı” demedim çok mutluydum çünkü utanmasam ağlayacaktım
o kadar yakın mıydı senin evin çok çabuk varmadık mı? çok mu hızlı yürüdük ki ben mi hızlı yürüttüm seni? ve sen o apartmana ne zaman girdin de ne zaman söndü o ışık? sonra ben dedim ki kendime “ben istenmiyor olmakla ilgiliyim” utanmadım ağladım
nasılsın Su?mutlu musun? büyüksün benden farkında mısın havada olan benim havada asılı olan artık debelenmiyorum ayna önünde iyi göründüğüm bi açı yakalayana kadar kabullendim bile sayılır çirkinliğimi temizlemiyorum odamı heyecanla uyanmıyorum “nasılsın” diyorlar mesela “iyidir” diyorum “ne olsun aynı”.
senin için yalnız bıraktım kendimi fedakar aşık tadında değil yada aklanmaya çalışan yahuda tadında öyle bıraktım işte elimde olmadan hiçbir şey talep etmeden bıraktım hatta bir ölü nasıl aklayamazsa kendisini öyle
bi kaç bir şey var hiç unutmuyorum dedim ya terminalleri de unutmuyorum sen giderken daha soğuk olurdu terminaller ağlardın bazen,ben ağlamazdım bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi susardım. güçlü biri gibi susardım ki yemin ederim kimsenin yanında senin yanında hissettiğim kadar güçsüz hissetmezdim kendimi (bilmiyorum güçsüz mü doğru kelime aciz mi) bu her zaman böyleydi en çok terminallerde böyleyi bu kıskançlık krizi oldu sonra böyleydi bu dediğimin adı yemin ederim olsun istemedim ben kendi kendine oldu depresyon oldu sonra oldu işte bir şeyler neticede ben unutmuyorum terminalleri ki ne zaman gitsem o terminallere(sadece gitmek zorunda olduğum zamanlarda gidiyorum) çatlaklar görüyorum yerlerde büyük bir hüzün görüyorum o çatlaklardan havaya karışan neden kimse görmüyor bunu da bir ben görüyorum?
ve Su, bir mecburiyeti çoktan kabullenmiş hatta o mecburiyete alışmış gibi yalnız bıraktım kendimi senin için sıfır altı gün sıfır sekiz gece sustum önce sonra “iyidir” dedim “ne olsun aynı” ve bakıp aynada gittikçe çirkinleşen yüzüme “ben” dedim “ben istenmiyor olmakla ilgiliyim” ve Su, alıştım ben alıştım...
hatta evrenin bütün yalnızlıklarını üstüme alındım
ea |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Paz Ekim 05, 2008 1:41 am | |
| Geri sayım ; 9 canlı olsaydın bile en fazla 8 kez kaçabilirdin azrailin elinden 7 düvele sultan olsaydı dahi bil ki yerin 6 mekan olacak sana en fazla 5 metre kumaş götüreceksn, kapatacaksın 4 açsanda gözlerini bu dünyada 3 günlük fani dünya... azrailin önünde 2 kat olup yalvarsanda nafile bil ki 1 gün öleceksin. işte o zaman 0 dan baslayacak herşey !!!!!! |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Cuma Ekim 10, 2008 9:03 pm | |
| KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin, şeker de yiyebilsinler.
NAZIM HİKMET |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Cuma Ekim 10, 2008 9:04 pm | |
| VATAN HAİNİ
"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ. Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet. Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ." Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla, bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un 66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira. "Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim. Vatan çiftliklerinizse, kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan, vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan, vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın, fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan, vatan tırnaklarıysa ağalarınızın, vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa, ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan, vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa, vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan, ben vatan hainiyim. Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla : Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
NAZIM HİKMET |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Çarş. Ekim 15, 2008 5:45 pm | |
| Sen benim sarhoşluğumsun Ne ayıldım Ne ayılabilirim Ne de ayılmak isterim Başım ağır, dizlerim parçalanmış Üstüm başım çamur içinde Yanıp sönen ışığına düşe kalka giderim...
NAZIM HİKMET RAN |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Çarş. Ekim 15, 2008 10:42 pm | |
| çarşıcım nazım hikmet dışında başka insanların da şiirlrini koysan... |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Ekim 18, 2008 11:45 am | |
| BAHARIN İLK SABAHLARI
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar Karşı damda bir güneş parçası, İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar; Bağıra çağıra düşerim yollara; Döner döner durur başım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek; Her sabah böyle bahar; Ne iş güç gelir aklıma, ne yoksulluğum. Derim ki: 'Sıkıntılar duradursun!' Şairliğimle yetinir, Avunurum.
ORHAN VELİ KANIK |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Ekim 18, 2008 11:47 am | |
| ÖLÜME EĞİLMEK
Uyumaya değil Rüyalarıma gidiyorum Orada yaşayacağım isteğimce Uyanıkken hiç yaşayamadığım Hepsi de gençti güzeldi Sevdim sevildim diye aldanarak Son gördüğüm onlar olacak Bunca yıldır sevgiye dayanamadığım Ölüme değil Sonsuzluğa gidiyorum Orda dinleneceğim gönlümce Yaşarken hiç mi hiç dinlenemediğim Kalemim yine elimde Kağıtlarım da önümde Son uykusunda düşecek başım Sağlığımda hiç eğmediğim.
AZİZ NESİN |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Ekim 18, 2008 11:50 am | |
| SESSİZ GEMİ
Artık demir almak günü gelmişse zamandan, Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli, Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu. Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler; Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.
Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden. Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden
YAHYA KEMAL BEYA |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Ekim 18, 2008 11:58 am | |
| ANLATAMIYORUM
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz
Göz yaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum
(ORHAN VELİ KANIK) |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Perş. Ekim 30, 2008 5:51 pm | |
| BiLİR MiSiN? <<
Tam sınırdan kaçarken vurulmak nedir bilir misin? Nöbetçiler ha gördü, ha görecek Parmaklarının ucu dikenli tellere değdi değecek... Ama... Bir adım daha atamazsın. Uzanıp tutamazsın; Göz pınarlarında donup kalır hayallerin Planların, kaçışın, kurtuluşun Ve deler sevgi dolu yüreğini Sevgi bilmeyen bir kurşun.
Bir okyanus da boğulmak nedir bilir misin? Batan bir gemiye el sallayamamak, Oturup ağlayamamak, Birkaç kulaç ötedeki Bir tahta parçasını tutamamak, Nedir bilir misin?
Sevmek nedir bilir misin? Bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır Bütün benliğini sarar, ısıtır. Her gülüşte yeniden doğarsın Ve bin kere ölürsün her iç çekişte Nasıl anlatsam bilmem ki. Yani "sevmek" işte.
Duymak nedir bilir misin? Duymak, ama anlatamamak Çemberini kıramamak kelimelerin. Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek "Seviyorum" diyememek Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin... |
| | | d.i.d.e.m____ Admin
Mesaj Sayısı : 544 Yaş : 34 Nerden : mersinden İş/Hobiler : öss,geometri,mat2 Lakap : piskopatmısın kızım ya Kayıt tarihi : 09/09/08
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... C.tesi Kas. 22, 2008 12:40 pm | |
| Desem Ki (Cahit Sıtkı Tarancı)
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır , Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor , Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini , Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim , Senden kopardım çiçeklerin en solmazını , Toprakların en bereketlisini sende sürdüm , Sende tattım yemişlerin cümlesini .
Desem ki sen benim için , Hava kadar lazım , Su kadar mübarek , Nimettensin ,nimettensin !
Desem ki ... İnan bana sevgilim inan , Evimde şenliksin , bahçemde bahar , Ve soframda en eski şarap . Ben sende yaşıyorum , Sen bende hüküm sürmektesin . Bırak ben söyleyeyim güzelliğini , Rüzgarlarla , nehirlerle, kuşlarla beraber . Günlerden sonra bir gün , Şayet sesimi fark edemezsen , Rüzgarların , nehirlerin , kuşların sesinden , Bil ki ölmüşüm . Fakat yine üzülme , müsterih ol , Kabirde böceklere ezberlettim güzelliğini , Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede , Hatırla ki mahşer günüdür , Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum ...
Cahit Sıtkı TARANCI | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Cuma Ara. 05, 2008 6:36 pm | |
| Birkaç kulaç ötedeki Bir tahta parçasını tutamamak, Nedir bilir misin?
Sevmek nedir bilir misin? Bir şeyler tutuşur yüreğinde kıpır kıpır Bütün benliğini sarar, ısıtır. Her gülüşte yeniden doğarsın Ve bin kere ölürsün her iç çekişte Nasıl anlatsam bilmem ki. Yani "sevmek" işte.
Duymak nedir bilir misin? Duymak, ama anlatamamak Çemberini kıramamak kelimelerin. Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek "Seviyorum" diyememek Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin...[/quote] |
| | | d.i.d.e.m____ Admin
Mesaj Sayısı : 544 Yaş : 34 Nerden : mersinden İş/Hobiler : öss,geometri,mat2 Lakap : piskopatmısın kızım ya Kayıt tarihi : 09/09/08
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Ptsi Ara. 29, 2008 10:24 pm | |
| Bazen İnsanın Ölmesi Gerekir..
Bazen uçmak gerekir uzaklara.. Yaraya merhem bulmak gerekir.. Kanatların olmasada uçman gerekir en yükseklere, en tepeye.. Uçabildiğince, yükselebildiğince yükseklere..
Bazen başlamak gerekir bir yerlerden bir şeylere.. Deşmen gerekir hayatı en derin yerinden.. Onu bile kanatman gerekebilir istemeden.. Özgürlüğünü hissetmelisin ki derinlerinden Gürleyişin kasıp kavurmalı dünyayı yerinden
Bazen hissetmesi gerekir insan.. Uzanıp dokunması, koklaması, sarılması gerekir hislerine.. Elinin tersiyle itmesi, uzaklaşması gerekir hislerini yaralayan ellerden.. Yok etmesi gereken şeyleri, Silmesi gerekir bedeninden..
Bazen insanın hayallerinin peşinden koşması gerekir.. Koşamaz hale gelir, Tıkanır bir yerlerde, ilerleyemez.. Gitmesi, ilerlemesi, yıkması, uzak olması gerekir hayallerine engel olan şeylerden.. Gider arkasına bakmadan, ağlamadan, sızlamadan, üzülmeden..
Bazen insan sevmesi gerekir içten ve yürekten.. Emanet etmesi gerekir kendini, bilmediği masum ellere.. Yar denen sözcüğü dimağından, dağarcığından, dilinden çıkarması gerekir.. İçini döküp, başını yaslayabileceği bir denize çapa atması gerekir.. Bazen denize attığı çapayı istediği yere isabet ettiremez.. Terkeder, gider oradan bazen.. Rotanı tutturamazsın olur ya bazen Unutmak istersin her şeyi hemen..
Bazen insanın ölmesi gerekir.. Ölümsüzlüğe erişebilmek için, soğuk soğuk terler beden Yutkunmak bile ızdırap verir, Odanın ücra köşesine sığınmış iken.. Bir umut bekler, film şeridini geçirir gözünün önünden.. Bir sağına, bir de soluna bakar.. Yoktur kimseler.. Yalnızdır artık ebediyen.. Bazen insanın.. Gerçekten ölmesi gerekir.. | |
| | | Misafir Misafir
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Perş. Ocak 15, 2009 4:13 pm | |
| Sakarya Türküsü
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya; Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya. Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak; Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak. Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kâinat; Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat! Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne, Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine; Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için. Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin? Rabbim isterse, sular büklüm büklüm burulur, Sırtına Sakaryanın, Türk tarihi vurulur. Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mı düştü bu yük? Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük! ..
Ne ağır imtihandır, başındaki, Sakarya! Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?
İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal. Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal, Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan; Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan. Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân; Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an! Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu; Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu? Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna; Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna? Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir? Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir! Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler; Sakarya, kandillere katran döktü geceler.
Vicdan azabına eş, kayna kayna Sakarya, Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!
İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su; Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu. Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek? Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl! Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl! Sakarya, sâf çocuğu, mâsum Anadolunun, Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun! Sen ve ben, gözyaşiyle ıslanmış hamurdanız; Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider! Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz; Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber Kılavuz!
Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! .. |
| | | d.i.d.e.m____ Admin
Mesaj Sayısı : 544 Yaş : 34 Nerden : mersinden İş/Hobiler : öss,geometri,mat2 Lakap : piskopatmısın kızım ya Kayıt tarihi : 09/09/08
| Konu: Geri: Beğendiğiniz Şiirler... Perş. Şub. 05, 2009 8:31 pm | |
| ÖZLEDİM SENİ..
özledim seni... ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin... çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden ''git artık'' demek ''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa'' demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
CAn YüCEL ..
| |
| | | | Beğendiğiniz Şiirler... | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |